Ankara'nın Dışında Bir Başkent

Abdulkadir Şanlı
gazetecikadir63@hotmail.com -Ankara'nın siyasi atmosferi, genellikle kendi duvarları içinde yaşayan, dışarıdan bakıldığında anlaması güç bir dünya gibi görünür. Meclis kulisleri, bakanlık koridorları ve parti genel merkezleri... Bu mekânlar, ülkenin kaderini belirleyen kararların alındığı, ittifakların kurulup bozulduğu, bazen açık bazen gizli pazarlıkların yapıldığı yerlerdir. Ancak bu siyasetin, Ankara'nın ışıltılı binalarının ve yoğun trafiğinin ötesinde, asıl şekillendiği bir yer daha var: Ankara dışındaki Türkiye.
Gerçek siyasetin nabzı, şehirlerin meydanlarında, köylerin kahvehanelerinde ve insanların gündelik telaşlarında atar. Bir fırıncının zamlardan dert yanması, bir emeklinin geçim sıkıntısı, bir çiftçinin artan maliyetler karşısındaki çaresizliği... İşte bu sesler, Ankara'daki siyasi denklemleri sarsan, stratejileri değiştiren asıl güçtür. Politikacılar, genel merkezlerinin konforlu odalarından çıkıp bu sesleri dinlediğinde, halkın gerçek beklentilerini anladığında, siyaset de gerçek anlamda bir dönüşüm yaşar.
Ankara siyasetinin en büyük paradoksu da buradadır: Türkiye'yi yönetme iddiasında olanlar, bazen Türkiye'nin kendisinden kopuk hale gelebilirler. Tartışmalar, bazen ekonomik verilerin ve sosyal sorunların ötesine geçip, sadece ideolojik kapışmalara, kişisel çekişmelere ve anlamsız polemiklere odaklanabilir. Oysa halk, somut çözümler, güvenilir bir gelecek ve adalet bekler.
Ankara'nın sadece bir başkent değil, aynı zamanda ülkenin tamamına uzanan bir vicdan olduğunu unutmamak gerekir. Siyaset, sadece iktidarı ve muhalefeti değil, tüm toplumu kucaklayabilen, sorunlara çözüm üretebilen ve umut aşılayabilen bir sanata dönüştüğünde, Türkiye de daha aydınlık bir geleceğe doğru ilerleyebilir. Bu yüzden asıl siyaset, Ankara'da değil, Ankara'dan dışarıya uzanan bir köprüde, halkın kalbinde atar.